Farklılıklara bu kadar maruz kalıp, bu kadar görüp ama bunu kendi içimize geldiğinde kabullenememek diye bir şey var sanırım. Komşuda ,arkadaşta ötede olunca normal kabul edilebilinir ama ben de olunca durum değişiyor dimi?
Şu bir hafta içinde karşı karşıya kaldığım bir şeyden bahsedeceğim, bir kaç paylaşım yaptım, yaptık… Grup terapisi, grup danışmasına yönelik. Psikolojik Destek Grupları işe yarar mı bu süreçte? Acaba online grup destek danışması nasıl yapılır? İşlevsel midir?
Soru sormak harikadır ,kafa karışıklığı daha harikadır. Lakin kendi benimsediğin ekol dışında diğerlerinin işlevsiz ve işe yaramaz olduğunu düşünmek bir direnç göstergesi olarak geliyor bana ve bu cümleleri söylerken dahi bir çekince hissettiriyor. İste bilişsel davranışçı,ister psikodinamik, ister varoluşçu,ister gestalt, ister psikanaliz ,ister transaksiyonel vs vs olsun… Bireysel yetişkin terapisi, çocuklarla terapi, aile terapisi, çift terapisi yapılabiliniyorsa ve sizden önce dünyada bu deneyimlendiyse uluslararası platformada kabul görüp yapıldıysa; sizin çekinceleriniz, sizin eleştirileriniz, sizin direnciniz, sizin eksik bilgileriniz sizin korkularınıza rağmen psikodrama grup terapisi de kitlesel travmalarda hem canlı hem online platformda işlevsel ve gerçekçidir.
Artık şunu bir kabul edelim… Ya da hayır kabulu geçtim saygı duyalım. Benden olmayan , benim gibi olmayan, benimle aynı eğitimden olmayan, benim gibi düşünmeyen, benim gibi hissetmeyen , benim deneyimlemediğim de gerçek olabilir, yarar sağlayıcı olabilir, işlevsel,doğru olabilir.
Bizler açıklamaya ,bizler öğrenmeye ,öğretmeye iletişime her daim paylaşmaya açığız…Terapide ister bireysel ister grupta hangi ekol hangi yaklaşım kullanılırsa kullanılsın asıl iyileştirici İlişki kurabilmek olduğuna inanıyorum. Sen ve karşındakinin ilişki kurabilmesi , anlaşıldığını hissedebilmesi… Dünyanın en rahatlatan sözlerinden biride birinin “ben de” demesidir. Başkalarınında aynı yollardan geçtiğini, sizin yaşadıklarınızı yaşamış olduklarını öğrenmektir. Evrenselliği (yalnız değilim duygusu), özgeciliği (başlarını düşünme), eşduyum becerilerinde artışı, umut aşılamayı, geçmişi tamir eden duygusal yaşantıyı, cesareti, sosyalleşme becerilerinin gelişmeyi, sağlıklı özdeşimler kurmayı, kabul ve hoşgörü geliştirmeyi, gerçeği değerlendirme yetisinde artışı, ilişkisel öğrenmeleri, farkındalık artışını,içgörü artışını gördükçe nasıl iyileştirici olmaz diyorum…
Yalom’un da söylediği gibi ilişkidir iyileştiren…
Daha fazla farklılık, daha fazla esneklik, daha fazla yaratıcılık, daha fazla koşulsuz kabulle sağlıklı yarınlara…–
Uzm. Psk. Dan. & Psikoterapist
Ece Özge Karakuz