• birincicoguldanismanlik@gmail.com
  • Kartaltepe Mahallesi İncirli Caddesi No:72 Daire:12 Bakırköy/İstanbul
  • +90 501 048 96 18 / +90 543 714 17 10

Yazılar

Danstan Öte Bi̇r Şey - Tango…



 

Dans, insanoğlunun kendisini ve duygularını ifade etmek için uyguladığı en ilkel iletişim sanatıdır. “Dans, kökeni itibarıyla büyü ve tapınmayla ilgili olan, tüm dönem ve tüm coğrafyalarda hislerin, coşku ve heyecanların, ritimli hareketlerle anlatılmasıdır.” (Eroğlu 2017). Aktaş’a göre ‘’dans, insanoğlunun doğuşuyla ortaya çıkan, insanın kendi hislerini, düşüncelerini anlatabilmesine ve toplumla bağlantı kurabilmesine yardım eden, estetik ve ritmik özelliğe sahip hareketlerle oluşturulan fiziksel davranışlardır.’’ (Aktaş 2006). Ezgi’ye göre ruhsal yaratıcılığın fiziksel anlatıma yansıması olan dans; yaşamın zorlukları karşında kimileyin hüzünün, kimileyin acının, kimileyin nefretin, kimileyin de çaresizliğin yansıdığı bir duruşla ayakta kalabilen, toplumsal yaşamın içerisinden çıkıp insana dolayısıyla tekrardan topluma yansıyabilen bir sanat olarak tanımlanmaktadır (Akgül 2006). Koçkar’a göre dans; insan hayatında var olan duyguların hepsini içerisinde barındıran, insan yaşamının önemli öğelerinden biri olan, hatta yaşamın kendisi olarak tanımlanabilen, insan iletişimini ve bilgilerini yüzyıllar sonrası kuşaklara ulaşmasını sağlayan bir kavramdır (Koçkar 1998). İnsanın kültür dünyasına ait yapılan antropolojik çalışmalar, halk öyküleri, mitolojik hikâyeler ve hatta bunlardan çok önce, mağara duvarlarında bulunan, taş devri insanına ait çizimler, dansın kökeninin yazı tarihinden çok daha eskilere dayandığını, hatta insanlıkla beraber başladığını göstermektedir (O’dwyer ve Gürcan 2012). Ayrıca dans, insan bedeninin ustalıkla kullanıldığı, yegâne enstrümanın insan vücudu olduğu tek sanattır. Dans kültürlerin ürünüdür. Yaşamın içerisindeki tüm motifler dansa dönüşebilir (Copeland ve Cohen 1983).

Dans, insan bedenine bir amaç doğrultusunda form ve ritim verilerek oluşturulan bir anlatım şeklidir (Kealıınohomoku 1983). İnsanlığın ilk zamanlarında ki iletişim problemlerine ürettikleri birinci çare olarak betimlenmiştir (Press ve Warburton 2007). Zihin ile bedeni eşsiz bir şekilde birleştiren dans, bu sayede dansçı ve seyirci arasında da sözsüz bir iletişim kurar (Tokinan 2008). Dans bedensel aktiviteyi fazlalaştırmanın yanı sıra hastalıklardan sakınmak ya da sağaltma gayeli olarak epeyce kullanılan bir metot olarak karşımıza çıkmaktadır(Aktaş ve Ogce 2005; Duncan ve Earth 2014; Sharp ve Hewitt 2014; Koch ve ark. 2014). Denge gelişiminde rol oynayan dans, ritim ve koordinasyon özelliği ile birlikte aynı zamanda cesaret verici bir özelliğe de sahiptir (Earhart 2009). Ayrıca, dansın bağımlılık yapan bir yapısı olduğu bilimsel çalışmalarla ortaya konmuştur (Mckinley ve ark 2008).

Zaman içinde toplumların birbiriyle tanışması sonucunda tüm dünyada kabul gören ve yaygın biçimde uygulanan danslar gelişmiştir. Günümüz batı kültüründe dans kavramı, ortaya çıktığı coğrafya ve kültüre, icra edildiği mekâna, kullanılan müzik türlerine göre farklı başlıklar altında kategorize edilmiştir. Halk dansları, salon dansları ve klasik balede olduğu gibi kimi danslar belirli hareketlerin belirli bir sistematik düzen içerisinde tekrarlanması biçiminde icra edilmekteyken; Arjantin Tango, serbest stil danslar ve modern danslar gibi danslar ise dansçıya daha özgür yaratım alanı sunarak, dansçının anlam dünyasına ulaşmasına yardım etmektedir. Herhangi bir koreografiye bağlı olmaksızın, dansçıların anlık hisleriyle şekillenir ve tekrarlanamazdır. Arjantin tango duyguların zihin aracılığıyla bedene yansımasıdır. Doğaçlama özelliği, anda yaratılıyor oluşu diğer dans türlerinden ayrılmasını sağlayan önemli bir özelliğidir. Bireylerin o anki duygu durumları ile etkileşimleri ile aynı müzik aynı partner ve aynı adımları içeriyor olsa dahi akan bir nehirde aynı suya iki defa girilemeyişi gibi birbirinden farklı ürünlerin ortaya çıkması, Arjantin Tango’yu diğer tüm eşli dans türlerinden ayrıcalıklı bir konuma yerleştirmektedir.

Arjantin tangosunda bir lider (genellikle erkek) ve bir takipçi (genellikle kadın) mevcuttur. Dans sürecinde liderliğe bağlı olarak eşler arasında yöneten ve yönetilen ilişkisi yaşanmaktadır. Bu roller partnerler arasında zaman zaman dansın akışı içerisinde yer değiştirir. Dansçılar arasındaki derin dinleme ve takibin oluşturduğu iletişim Arjantin Tango dansına yön veren en büyük etkendir. Dansın anda yaratım halinde ilerliyor oluşu dansçılar arasındaki iletişimi diğer dans türlerinde olduğundan daha önemli kılar. Bu iletişim birbirlerini beden diliyle anlamaları, hissetmeleri, takip etmeleri, odaklanmaları ve tamamlamalarıyla oluşmaktadır.

Liderin ana sorumluluğu müziği dinlemek ve müziğin ona hissettirdiği şekilde adımları planlamaktır. Tango üstatlarının dediği gibi: “Müzik kulaklarımdan girer, kalbimde filtrelenir ve ayaklarımda canlanır.” Bu durumda tangodaki lider, tango figürlerini kullanarak takipçisi ile derin bir sohbete girecektir. Tangoda dikkat, dansın akışında etkin bir rol oynar. Tangoda dans süresince erkek, müziği dinlemek, yaptığı figüre yoğunlaşmak, bir sonraki figürü kurgulayabilmek, dans pistinin akışını sağlamak ve de aynı anda pistte yol aldığı sırada geri geri yürüyen ve arkasını hiç görmeyen partnerinin diğer çiftlerle çarpışmamasını sağlamak ve takipçinin liderin yönlendirmesini anlayamaması gibi çevresel faktörlerden kaynaklanan değişkenliklere adapte olmakla sorumludur ( Akgül 2006).

Takipçinin rolü liderinkinden çok daha basittir. Dikkatlice dinlemeli ve lider tarafından planlanan adımları anlamalıdır. Bunun mümkün olması için hızlı cevap verebilmeli, konsantre olmalı ve lidere tamamen güvenebilmeli başka bir deyişle teslim olmalıdır. Aynı zamanda liderin ne yapmak istediğine dair ikinci bir tahminde bulunmamalıdır. Takipçi eğer bu adımları olduğu gibi, yorumlamadan uygularsa sonunda dans sıkıcı bir hal alır. Bu nedenle takipçi tüm tarzını, kişiliğini ve yaratıcılığını ortaya koymalı, dans eşine ilham vermeli ve liderin planına engel olmadan kullandığı minik hareketler ile diyaloğa katkıda bulunmalıdır. “Tango, dansçılar arasındaki enerji akışının farkındalığıyla ve büyük bir duyguyla basitçe dans edilmelidir. Bu enerji müzikteki gelgitler gibi büyür ve küçülür. Bu bir baştan çıkarma veya sessizce paylaşılan, alenen gösterilmeyen özel bir konuşmadır” 13 (http://www.centralhome.com/ballroomcountry/argentine-tango-history.htm , Erişim tarihi: 10.01.2019).

            19.yüzyılın sonralarına doğru Arjantin’de ortaya çıkmış ve aynı isimle anılan müzik türüyle beraber gelişmiştir. Tango kelimesinin dilbiliminde kesin bir kökeni yoktur. Afrika dillerinde kullanılan bir yer adından veya Latincedeki tangere (dokunmak) fiilinden türemiş olma olasılığı büyüktür (Akgül 2006). Buenos Aires’in sabıkalı ve suçlu sınıfının dans formu olarak doğmuştur. İlk çıkışına ait bir doküman veya müzik kayıtlarının olmamasıyla birlikte, yıllardır süregelen ve yaygın olarak kabul edilen “ pezevenk ve hayat kadınının dansı” hikâyesinin doğruluğunu kanıtlayacak veriler daha çok şarkı sözlerine ait incelemelerden edinilir (Akgün 1993).

Arjantin Tango, doğduğu ve geliştiği kent olan Buenos Aires’in ‘’ötekileri’ olarak adlandırabileceğimiz bir insan topluluğu arasında ortaya çıkmıştır. Başlarda, suçlular, gayrimeşru kabul edilmiş yollardan yaşamlarını sürdüren, toplum normlarının dışında bir hayat tarzı benimsemiş insanlar tarafından icra edilmiş olsa da zamanla tüm dünyaya yayılmıştır. Buenos Aires içerisinde yaşayan sınırlı bir kültürün dans ifadesi olarak doğan Arjantin tango, kendi kültürüne dair pek çok iz barındırmaktadır. Arjantin tango’nun şehrin ‘ötekileri’nin barındığı kenar mahallerde başlayan yolculuğu düşünüldüğünde günümüzde geldiği nokta çoğu dans sever için ilham vericidir. Gelişen teknoloji, ulaşım imkânlarının yaygınlığı, belki de çağımız insanın kendinde olmayana bu denli merakı Arjantin tangonun tas çatlasın bir yüzyıllık süre içerisinde tüm dünyada kabul gören dans türlerinden biri olmasını sağlamıştır.

Büyük tango üstadı Arjantin Ulusak Tango Akademisi Başkanı Horacio Ferrer, bu konuda kuşkusuz en yetkili kimse; ‘’ Tango, dört ayrı fakat birbiriyle ilişkili sanat olan müzik, dans, şiirsel şarkı ve yorumdan oluşur. Sanatçıyla dinleyicileri arasındaki birleşmeyi ve bütünleşmeyi sağlar. Tangoyu çalan, söyleyen ve dans edenler tangonun başka bir hayatı değil, kendi yaşamlarını dile getirdiğini anlatırlar. Tango yaşanır da. Her olay yeni bir tangodur.’’ Ve son olarak, E. Santos Discopolo’nun sözlerini biraz değiştiren romantik ve sevimli bir tanım; ‘’ Tango beraberce dans edilen bir duygudur.’’ (Salas 1986).

 

Derleyen , Yazan:
Uzm. Psk. Dan. & Psikoterapist 
Ece Özge Karakuz

 

KAYNAKÇA

Akgül KP. Kişilerarası İletişimde Dans ve Beden Dili, Beş İşlevini Etkileyen Etmenler ve Bir Alan Araştırması. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Halkla İlişkiler Ve Tanıtım Anabilim Dalı, Doktora Tezi. Konya, 2006.

Akgün F. Yıllar Boyunca Tango. 1. Basım. Pan Yayıncılık: İstanbul; 1993, s:124-30.

Aktas G, Ogce F. Dance As A Therapy For Cancer Prevention. Asian Pacific Journal of Cancer Prevention 2005; 6(3): 408.

Aktaş G. Dansa İlk Adım. E.Ü. Basımevi, Ün-Eğit: İzmir; 2006, s: 6.

Copeland R ve Cohen M. What Is Dance, Reading In Theory And Criticism. Oxford Universaty Pres, Oxford New York Toronto Melbourne; 1983, s: 29

Earhart GM. Dance As Therapy For İndividuals With Parkinson Disease. European Journal Of Physical And Rehabilitation Medicine 2009; 45(2): 231.

Eroğlu T. Dans Kavramı ve Dansın İşlevi. The Journal Of Academic Social Science Studies 2017; 60, s: 215-226.

Koçkar T. Çağlar Boyunca İletişim Sanatı Olarak Dans Ve Halk Dansları, Bağırgan Yayınevi: Ankara; 1998.

Kealıınohomoku JN. An Anthropologist Looks at Ballet as a Form of Ethnic Dance. 1983; s: 533-549.

Mckinley P, Jacobson A, Leroux A, Bednarczyk V, Rossignol M. Ve Fung J. Effect Of A Community-Based Argentine Tango Dance Program On Functional Balance And Confidence In Older Adults. J Aging Phys Act; 2008.

O’Dwyer PA ve Gürcan B. Balenin İlk Adımları Bale Kitabı. 1. Baskı. Akılçelen Kitapları: 2012

Press C ve Warburton M. Creativity Research İn Dance. In International Handbook Of Research İn Arts Education, Springer Netherlands. 2007; s: 1273- 1290.

Salas H. El Tango, Editorial Pianeta Argentina; 1986.

Tokinan BÖ. Yaratıcı Dans Etkinliklerinin Motivasyon, Özgüven, Özyeterlik Ve Dans Performansı Üzerindeki Etkileri. Dokuz Eylül Üniversitesi. Doktora Tezi. İzmir, 2008.

Yazılar